Çoğu insanın kalbinde ayrı bir yere sahip olan Prince of Persia
oyununun, Jordan Mechner tarafından yapılmasının üzerinden tam 21 yıl
geçti. Bu süre zarfında birçok Prince of Persia oyunu oynadık, üç boyuta
geçişine sevindik... Tamam tamam, yine serinin geçmişine dönmeyeceğiz
bu yazıda. Eminim ki hepiniz The Forgotten Sands’ı istiyorsunuz. Ama
ondan önce bir konuya değinmem gerekecek.

2008 yılında çıkan Prince of Persia oyunu biraz değişikti. Kendi adıma
konuşuyorum; oyunu ilk oynayışımda hayran kalmıştım, hatta; “Prince
of Persia yılın oyunu!” bile demiştim. Ne yazık ki oyunda
ilerledikçe bir şeylerin eksik olduğunu anladım. Evet, oyun grafiksel
anlamda masal gibiydi, Elika çok güzeldi ama alıştığımız Prince of
Persia değildi bu, bambaşka bir şeydi. Ne hayranı olduğumuz bulmacalar,
ne akrobatik hareketler ne de ölüm korkusu... Oyunu değiştirelim derken,
aşırı kolaylaştırmışlardı. Oyuncular serinin geleceğine korku ile
bakarkan, Ubisoft, The Forgotten Sands kartını oynamaya karar verdi.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 701x386.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

The Forgotten Sands, Sands of the Time ve Warrior Within arasındaki 7
yıllık zaman dilimini konu alıyor. Prens, kardeşi Malik’in krallığına
geldiğinde, krallığın saldırı altında olduğunu görüyor. Prens işgalci
güçlerle savaşarak, Malik’in yanına geliyor. Malik de insanlarını
kurtarmak için asla yapmaması gereken bir şeyi yapıyor ve Sand Army (Kum
Ordusu)’yi işgalcilerin üstüne salıyor. Malik, krallığını işgalcilerden
kurtarıyor ama başına çok daha büyük bir dert alıyor. Çünkü bu ordu her
ne kadar işgalcileri öldürse de, iyi-kötü ayrımı yapmıyor. Tabii ki iş
yine Prens’e düşüyor.


Kabul edelim; 2008’deki Prince of Persia’daki dövüş sistemi rezalet
ötesydi. Zaten oyunda doğru düzgün dövüşemiyorduk, dövüştüğümüz zamanda
da yalnızca tek bir düşmanla mücadeleye giriyorduk. Ama sıkı durun, The
Forgotten Sands’da aynı anda 50 düşmanla savaşabileceğiz! Beklentimiz,
Assassin’s Creed 2’deki gibi biz bir grup düşmanla dövüşürken, grup
içindeki bir kişi ile dövüştüğümüz esnada diğerlerinin “Dur şunlar
savaşsın, ben de teker teker sayımız azalırken sıramı bekleyeyim”
mantığı ile değil de, topluca saldırmaları (ki yapımcılar aynı anda
birkaç düşmanla dövüşebileceğimizi söylüyorlar).



Yapımcıların bizlere söz verdikleri bir diğer özellik, düşmanlarımızla
gireceğimiz çatışmaların büyük çaplı olacağı. Tabii ki burada God of War
epikliği beklemek yanlış olur ama The Forgotten Sands’daki çatışmalar,
eski Prince of Persia oyunlarındakilerden kat be kat büyük olacak.
Çatışmanın arka planında mancınık atışları ile yıkılan surları
görebileceğiz. Yerden metrelerce yüksekte düşmanlarımıza boy
ölçüşebileceğiz. Zamanı gelecek, özlediğimiz epik boss savaşlarını da
yaşayabileceğiz. Karşılaşacağımız boss’ların bizden kat be kat büyük ve
güçlü olacaklarını, dövüşürken hem tekniğimizi hem de zekamızı
kullanmamız gerekeceğini söylememe gerek yok herhalde.


The Forgotten Sands ile Prince of Persia serisinin temelini oluşturan
akrobasi de geri dönüyor. Sands of the Time ile serinin 3 boyuta
geçmesinin etkisini de göze alırsak, o günden beri çıkan (2008 yılını
bir kenara atalım isterseniz) Prince of Persia oyunlarında akrobasi çok
büyük bir öneme sahip oldu. The Forgotten Sands’de, duvarlarda
yüreyebileceğiz, çıkııntılara tırmanabileceğiz, tuzaklardan
kaçabileceğiz (çok şükür!). En önemlisi Prince of Persia ruhunun
dönüşünü göreceğiz. Akrobasileri yapacağımız ya da düşmanlarla
çatışmalara gireceğimiz mekanlar, yine eski Prince of Persia’lardan
özlediğimiz şekilde devasa olacak. Ubisoft, bizim sadece atlayıp
zıplayacağımız yerlere odaklanmamızı istemiyor. Mekanları büyük ve gizem
dolu yaparak araştırılmamış yer bırakmamamızı istiyor.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 701x386.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Prens artık The Dagger of Time’ın nimetlerinden biri olan ateş, su, hava
ve toprağa da hükmetebilecek. Karşısınızda, şelalenin hemen önünde
bulunan ulaşmak zorunda olduğunuz ama ulaşamadığınız “birileri oralardan
zıplasın” diye konulan sopalardan mı var? Hiç sorun değil, gücünüzü
kullanın ve şelaleyi dondurup, tıpkı duvara tırmanırcasına şelaleye
tırmanın. Gücünüz azaldı ve etrafınız düşmanlarla mı sarıldı? Hemen bir
ateş çemberi yaratın ki, düşmanlarınız size ulaşamasın. Ya da daha
iyisi, direk düşmanlarınızı yakın! Toprağa hükmederek, zırhınızı
kendinizi kaya kadar sert hale getirin ve havayı kullanarak kasırga
yaratıp etrafa savurduğunuz düşmanların çaresizliğini izleyin. Tabii bu
güçlere sahip olmak bedava değil. Düşmanlarınızı öldürerek The Dagger of
Time’ı kullanma hakkına sahip oluyorsunuz. Ayrıca eskiden alışık
olduğumuz zamanı geriye alma gücü de yine The Forgotten Sands’de
kendinde yer bulacak. Prens düşmanlarını öldürdükçe deneyim puanı sahibi
olacak. Bu deneyim puanlarını kullanarak güçler satın alacak, sahip
olduğu ekipmanları ve güçlerini geliştirebilecek.


Prens’in çatışma esnasında kullandığı güçler gerçekten de harika
gözüküyor. Düşünün, üzerinize 50 kişi çullanmış, siz bir yandan suyu
dondurup akrobatik hareketler yapıyorsunuz, bir yandan kasırga oluşturup
düşmanları etrafa saçıyorsunuz. O esnada etrafa dağılan parçacıklar,
silahlar, havaya kalkan tozlar da müthiş bir grafiksel şölen
oluşturuyor. Ama Prince’in bu yeni güçlerini sadece çatışmalarda
kullanmıyoruz, hatta yapımcıların dediğine göre, eski oyunlara nazaran,
elimizdeki özel güçleri çatışmalardan çok çevre ile etkileşime girmek
için kullanacağız.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 701x386.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Her yapımcı kendi çıkacak oyunlarının grafiklerini övmekten geri kalmaz.
Ubisoft da bu geleneği bozmuyor tabii ki ve Anvil motorlarını övüyor.
Ama överken, sadece kuru grafiksel güzellikten bahsetmiyorlar. Malik’in
krallığı işgal altında olduğu için, surlarda, şehrin içinde, her yerde
savaş devam ediyor. Bu devam eden savaş da normal olarak şehrin hasar
almasına yol açıyor. İşte dediğimiz grafiksel güzellik burada ortaya
çıkıyor. Biz oyunda ilerledikçe, daha önceden geçtiğimiz yerlerin
yıkılmış olduğunu göreceğiz. Hatta biz o mekandayken ani değişimlerle
kendimizi bambaşka bir yerde bulabileceğiz.


Yapımcıların özellikle üzerinde durduğu konu, oyunun, seriyi köklerine
döndürecek olması. Belli ki kendileri de 2008’deki Prince of Persia’dan
memnun kalmadılar ve bu tarz bir dönüş yapmak istediler. Akrobasi, büyük
çatışmalar, hepsi The Forgotten Sands ile geri dönüyor. Oyun, Jack
Gyllenhaal’ın Prens’i canlandırdığı The Sands of the Time filmi ile aynı
zamanda konsollara ve pc’lerimize konuk olacak. Bu misafirden ne kadar
memnun kalacağız bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki; özlediğimiz
Prince of Persia konsepti geri geldi.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 701x386.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]